Yusuf bin Hüseyin-i Razi sözleri
Âlim ve velîleri görmek için yüz yirmi şehir gezdim. Yahyâ bin Muâz hazretlerinden daha tesirli ve daha güzel söz söyleyeni görmedim Yusuf bin Hüseyin-i Razi
Nefsin aldatmasına, dünyanın yalancı ve geçici tadına kapılan, hayrın tadını alamaz. Yusuf bin Hüseyin-i Razi
Yapmacık olarak, riyâ ile yapılmış çok az bir amelle Allahü teâlânın huzûruna çıkacağıma, günâh yükü ile çıkmayı tercih ederim.
Allah yolunda yürümek arzusunda bulunan bir tâlib, azimeti bırakıp ruhsatla amel ederse, artık ondan hayır gelmez, ilerleyemez.
Nefsin aldatmasına, dünyânın yalancı ve geçici tadına kapılan, hayrın tadını alamaz. Yabancılarla berâber olmak, bu yolda yürüyenler için felâkettir.
Allahü teâlânın kendilerini her an görmekte olduğunu bilen insanlar, O’nun kendilerini görmekte olduğunu düşünerek, O’ndan ve emirlerinden başka şeye iltifat etmekten hayâ ederler.
Kim, Allahü teâlâyı hakkıyla zikrederse, O’ndan başka her şeyi unutur. O’nun zikri ile O’ndan başka her şeyi unutan kimseyi, Allahü teâlâ her şeyden muhâfaza eder.
Dünyâda en kıymetli şey, ihlâstır.
Allah yolunda yürümek isteyen bir kimse için, en büyük tehlike; bu yolda olmayan kimselerle berâber olmaktır.
Saâdete kavuşmak istersen, edeble ilim öğren, edeble ilim öğrenen onunla iyi amel eder. İyi amel eden, hikmet sâhibi olur. Hikmet elde edilince, insan zühd sâhibi olur. Zühd sâhibi olunca, kalbinde, insanı Allahü teâlâdan uzaklaştıran şeylerin sevgisi kaybolur. Bu sevgi kaybolunca, insan âhirete rağbet eder. Hep âhireti düşünen ve ona hazırlanmakla uğraşan kimse, Allahü teâlânın rızâsına kavuşmuş demektir.
Bütün hayırların hepsi, bir ev gibidir. Anahtarı da tevâzudur. Bütün kötülüklerin hepsi de, bir ev gibidir. Onun anahtarı da kibirlenmektir. Nitekim, Âdem aleyhisselâmın zellesinden dolayı tevâzu etmesi ile affa ve ikrâma kavuşması ve İblis’in kibirlenmesi, kendisine hiçbir şeyin fayda vermeyip zelîl olması buna delildir.
Aklın zâhiri, sevgili Peygamberimize tam tâbi olmaktır. Aklın bâtını, hâlini gizlemek ve aklın aslı ise, sükût etmektir.
Dünyâda iki türlü taşkınlık ve azgınlık vardır. Bunlardan biri ilim sebebiyle yapılan azgınlık, diğeri de mal sebebiyle yapılandır. İlim sebebiyle olan taşkınlıktan kurtulmak, ancak ibâdetle olur. Mal sebebiyle olan taşkınlıktan kurtulmak ise, ona ehemmiyet vermeyip uzaklaşmakla mümkün olur.