İmam Buhari Kimdir

featured

İmam Buhari kimdir

Buhârî (810 – 869)

Hadis bilginlerinin en büyüklerinden Muhammed el-Buhârî, Hicri 13 şevvâl 194 / Miladi 21 Temmuz 810 tarihinde Buharada doğdu. Bundan dolayı da Buhârî nisbetiyle anılmasına sebep olmuştur.

Tam adı Ebû Abdullah Muhammed b. Ismâil b. Ibrâhim b. el-Mugîre b. Berdizbeh el-Cûfî el-Buhârîdir. Buhârî, henüz bebek yaşta iken babası vefat etti. Annesinin terbiyesi altında büyüdü ve küçük yaşta Kuran-ı Kerimi ezberleyip Arapça öğrendi. Babasından kalan servet, onun hiç kimseye muhtaç olmadan ilim öğrenmesinde yararlı oldu. On bir yaşında hadis öğrenmeye başladı.

Ardından da on altı yaşında annesi ve kardeşi Ahmedle birlikte hacca gitti. 825 yılında, annesi ve kardeşi Buhârâya dönerken, kendisi ilim öğrenmek isteğiyle Mekkede kaldı.

Onsekiz yaşında “Kitâbu Kadâyas-Sahabe vet-Tâbiin” ile “et-Târîhül-Kebîr” adlı eserlerini yazan Buhârî, ilim öğrenmek için Şam, Mısır, Basra ve Bağdata gitti. Bu amaçla altı yıl Hicâzda kalan Buhârî, hadis öğrenmek ve nakletmekle kalmadı, şiirle de ilgilendi. Ancak fazla şiir yazmadı.

Savaş sporlarına ilgi duydu, ata bindi, ok attı. Yaşıtları Buhârîden övgüyle bahsederler. Onu övenler arasında büyük muhaddis İmam Müslimde vardır. Buna rağmen, Buhârînin üstünlüğünü çekemeyenler fitne çıkarmaktan geri kalmadılar ve Buhârînin “Kuran mahluktur” düşüncesini savunduğunu yaydılar. Bu dedikodulardan rahatsız olan Buhârî, memleketi Buhâraya döndü fakat burada da rahat edemedi. Buhârâ emiri ile arası açıldı.

Buhara Emiri Halid Ibn Ahmed, çocuklarına Câmius-Sahîhi ve et-Tarihi okutması için Buharîyi konağına çağırdı fakat Buharî, bu teklifi kabul etmedi. İlim meclislerinin herkese açık olduğunu, isteyenin gelerek yararlanabileceğini, ilmi valinin konağının duvarları arasına hapsedemeyeceğini bildirdi. Bu olay üzerine de Ahmed Ibn Hâlid, onu Buharadan sürdü.

Buhârî, Buharadan ayrıldıktan sonra Semerkanda gitti ve Hartenk köyünde bulunan akrabalarının arasına yerleşti. Semerkandlılar, Buhârîden yararlanmak istediler ve bir heyet gönderip Semerkanda gelmesi ricasında bulundular. Buhârî, Semerkanda gitmek için hazırlık yapmaya başladı ancak bu arada hastalandı ve Hicri 30 Ramazan 256 Miladi 31 Agustos 869da Ramazan Bayramı gecesi vefat etti. Cenazesi, bayram günü öğleden sonra kılınarak Hartenke defnedildi.

İmam Buhârî, keskin bir zekâ ve ezberleme yeteneğine sahipti. Herhangi bir şeyi ezberlemesi için ona bir defa bakması veya onu bir defa dinlemesi yeterliydi. Bağdatlıların ve Semerkandlıların onun zekâ seviyesini denemek için sordukları sorular bunu göstermesi bakımından önemlidir. Gezileri sırasında dinlediklerini yazmaması ve kendisine takılanlara, dinlediği bütün hadisleri ezberden okuması da dikkat çekicidir. O aynı zamanda çok hadis ezberlemekle de şöhret bulmuştu.

Kütübü sitte müelliflerinden en-Nesâî, Buhârîyi bizzat görüştüğü şeyhler arasında saydıktan sonra şöyle demiştir: “O, inanılır, akıllı bir muhaddistir. İslâm tarihinde ilk defa sahih kitap yazan odur.” Bazi âlimler onun için şöyle derler: “Buhârî, Allahın yeryüzünde yürüyen ayetlerindendir.” Necm b. el-Fazl diyor ki: “Rüyamda Rasûlullah (S.A.V.) efendimizi gördüm.

Bir köyden çıkmış gidiyordu ve arkasından İmam-i Buhârî de onu takip etmekteydi. O bir adım atınca Buhârî de bir adım atıyor ve ayağını Rasûlullah (S.A.V.)ın ayağını bastığı yere basıyordu. Kitabını da her bakımdan ona nisbet ediyordu.”

Buhârî, ilmiyle amel eden bir insandı ve İslâmi sınırlara uymada aşırı derecede titizdi. Helâl ve haram konusunda duyarlı idi. Hadis ilmine hizmet, bu yolla Allahın rızasını, Hz. Muhammed (S.A.V.)in şefaatini kazanmaktan öte bir amaç taşımıyordu. Babasından kalan mirası bile bu yolda harcamıştı ve cömertliğiyle şöhret bulmuştu. Çok Kuran okur, çok nafile namaz kılardı.

Rivayete göre her üç günde bir Kuran-ı Kerîmi hatmederdi. Gecenin bir kısmını uykuyla geçirirdi. Sürekli geceleri uykusundan kalkıp, kandilini yakar, hadis tahric ederdi. Yahut yazdıklarına işaretler koyar, üzerinde düşünürdü. Seherden önce uyanır, gece namazı kılar; sonra Kuranın üçte birini okurdu. Ramazanda ise terâvihten sonra Kuranın üçte birini okumaya devam ederdi. Buhârînin kendi ifadesine göre hadis aldığı hocalarınin sayısı binden fazladır. Hadis yazdığı şeyhlerine ait senetleri de bildiğini, senedi zayif rivayetlere itibar etmediğini belirtir. Hocalarının başlıcaları şunlardır:

Ahmed b. Hanbel, Ali b. el-Medinî, Yahya b. Maîn, İsmail b. idris el-Medînî, İshak b. Rahuyeh, Mekkî b. ibrahim el-Belhî, Muhammed b. Selam el-Bikendi, İbrahim b. el-Esas, Ali b. el-Hasan b. Sekîk, Yahya b. Yahya, İbrahim b. Musa el-Hafiz, Süreyc b. en-Numan, Ebu Asim en-Nebil es-Seybânî, Muhammed b. Abdullah el-Ensârî, Abdullah b. Zübeyr el-Hamidî, El Mekrî, Abdülaziz el-Üveysî.

Öğrencileri arasinda da en meşhurları şunlardır;

Ebu isa et-Tirmîzî, Muhammed b. Nasrul Mervezî, Ibni Ebi Dâvud, Müslim b. Haccac ve en-Nesâi.

Câmius-Sahîh; İslâmın ilk dönemlerinde hadislerin Kuranla karışması söz konusu olduğundan hadislerin yazılması yasaktı. Sonraları Kuran-ı Kerîm, kitap haline getirilip, çoğaltıldı, ona bir şeyin karışması engellendi. Sahabe nesli bütünüyle vefat etmiş, İslâm ülkeleri genişlemiş, değişik düşünceler ortaya çıkmıştı. Bu tür nedenlerle hadislerin toplanmasının yararlı olacağına inanıldı ve hadislerin toplanmasına başlandı.

Hadislerin toplanmasına Tabiun döneminde başlanmıştır. İmam Mâlik (179 h./195 m.) Hz. Muhammed (S.A.V.)in hadislerine Sahabe ve Tabiun kavillerini ekleyerek Muvattayi tasnif etmiştir. İmam Mâlikten sonra da hadis konusunda çalışmalar yapıldı. Buhârînin Câmius-Sahîhi meydana getirmesi iki sebebe dayanmaktadir. Bunlarin birincisi, hocasının kendisinden böyle bir istekte bulunması, ikincisi de kendisinin görmüş olduğu bir rüyadir.

Buhârî, sahih adıyla anılan ve içerisine sadece kendince sahih olduğu sabit olan hadisleri koyduğu kitabını yazmakla hükümlerin kaynaklarını bulmada önemli bir hizmeti yerine getirmiştir. İmam Buhârî ayrıca, bu eserle kendisinden önce yaşamış mezhep imamlarının dayandığı temellerin sağlam olduğunu, hiç birinin kişisel görüşle fetva vermediğini ortaya koydu. Ondan sonra gelen muhaddisler, hadis çalışmalarının sınırlarını az çok belirlemiş oldular.

İlim adamları, Buhârînin eserine büyük önem verdiler ve özellikle sahih hadis konusunda onun eserinin ortaya koyduğu gerçekleri ve şartları kabul ettiler, örnek aldılar. O, hadiste odak ve hareket noktası olarak değerlendirildi. Buhârî, bu eseri meydana getirirken çok titiz davrandı. Eserine aldığı hadisleri, alti yüz bin hadisin içinden seçti. Sahih hadislerin dışında kalan diğer hadisleri eserine almadı. Eserin kabarmasını önlemek için sahih hadislerin bile bir kısmını almamıştır. Câmius-Sahihte yer alan hadislerin sayısı 7275tir. Bazı hadisler değişik kitaplarda geçmektedir. Mükerrerler çıkarıldıktan sonra geriye kalan hadis sayısı 4000dir.

Câmius-Sahihte hadisler konularına göre kitaplara, her kitap da kendi arasında bâblara ayrılmıştır. Eserde, üzerinde ihtilaf edilmeyen hadislere yer verilmiş, râvilerin güvenilir olması hususunda titiz davranılmıştır. Râviler birbirine bağlanarak ilk kaynağa kadar götürülmüştür. Hadisleri bazı titiz ölçülere vurduktan sonra sahih kabul edip, uymayanları reddetme çığırını açan Buhârî olmuştur.

Ondan sonra gelen âlimler, bu yoldan giderek sahih hadisleri zayıf ve uydurma olanlarından ayırmaya devam etmişlerdir. Sahih hadis kitabı yazanlar çok olmakla beraber, Buhârî kadar titizliği ileri götüren olmamıştır. Hadis kabulünde kendine has çok dar bir yolda tek olmasıi onun İslâm ümmeti arasında müstesnâ bir şöhret ve güven kazanmasına sebep olmuştur. Sahihin nerede telif edildiği konusunda değişik görüşler vardır. Buhârî, hadis almak için gittiği her yerde eserini telife çalımıştır. Hayatı, seyahatlerle ve ilim yolunda geçen bir insanın onalti yıllık çalışmasının mahsulü olan bu eserin telifini bir yere bağlamak mümkün degildir.

Câmius-Sahihte yer alan kitap (bölüm) sayısı 97, bâbların sayısı 3450 kadardır. Üç râvili hadislerin sayısı da 22dir. Değişik senetle gelen hadisler Sahihte yer almaktadır. Ancak aynı senet ve aynı metinle birden fazla yerde zikredilen hadislerin sayısı 23 kadardır. Kurandan sonra ana kaynak olan Buhârînin Sahihi ile Müslimin eserine Sahih adı verilmektedir. İkisine birden “Sahihayn ” denilir. Diğer dört hadis kitabına da “Sünen”, altı hadis kitabının tümüne birden “Kütübü Sitte” denilmektedir. Buhârînin bu eserine ait bir çok şerh yazılmış ve üzerinde çalışmalar yapılmıştır. En meşhur şerhleri, Aynînin Umdetul-Kari, Askalaninin Fethul-Barî ve Kirmâninin Kevâkibüd-Derârî, adlı eserleridir.

Câmius-Sahih dışında, şu eserleri vardır:

Tarihul Kebir: Hadis ricaline ait önemli bir eserdir. Sahasında ilk yazılanlardandır. Buhârî, bunu henüz onsekiz yaşında iken Hz. Muhammed (S.A.V.)in kabri başında yazmıştır. Haydarabadta 1941-1954 tarihlerinde dört cilt, 1959-1963 tarihlerinde üç cilt halinde basılmıştır.

Târihul-Evsât: Tarihul Kebirin kısaltılmasıdır. Bazı yazma nüshaları mevcuttur. İbni Hacer Tehzibût-Tehzib isimli eserinde bundan nakiller yapmıştır.

Tarihus-Sagîr: Tarihul Kebirin bir özetidir. 1325 yılnda Zuafâüs-Sagîr ile birlikte Hindistanda basılmıştır.

Kitâbu Zuafâüs-Sagîr: Zayif ravilerin hallerinden bahseder. Hindistanda 1323 ve 1326 tarihlerinde basılmıştır.

Et-Tarihu fi Marifeti Ruvatil-Hadîs ve Nükâtil Âsâr ves Sünen ve Temyizü Sikatihim min Züafâihim ve Târihu Vefâtihim: Küçük bir risâledir.

Eet-Tevârîhul Ensâb: Bazi şahısların özel hallerinden bahseder.

Kitâbul Künâ: Râvîlerin künyelerinden bahseden bir eserdir. Haydarabadta 1360 yılında basılmıştır.

Edebül-Müfred: Ahlâk hadislerini toplayan bir eserdir. İstanbulda 1306, Kahirede 1346, Hindistanda 1304 yıllarında basılmıştır.

Reful-Yedeyn fis-Salati: Namazda el kaldırmakla ilgili bir risâledir. Kalkütada 1257, Delhide 1299 yıllarında yayınlanmıştır.

Kitâbul-Kiraati Halfel-imam: Namazda imamın arkasında okuma hakkında yazılmış bir risâledir. Hayrül Kelâm fi Kiraati Halfil Imam adıyla Orduca çevirisi ile beraber 1299da Delhide, ayrıca 1320de Kahirede basılmıştır.

Halkul-Efalil-ibâd ver-Redd Alel Cehmiyye: Cehmiyye mezhebinin görüşlerini reddeden bir kitaptır. 1306da Delhide basılmıştır.

El-Akîde yahut et-Tevhîd: Akaid konusunda yazılmış bir eserdir.

Abarüs Sifat: Hadisle ilgili bir eserdir ve bazı kütüphanelerde yazma nüshaları mevcuttur.

Bunlardan baska kimi kaynaklarda Buhârîye ait olduğu zikredilen şu kitapların ismini de görmek mümkün: Birril Valideyn, El-Camiul Kebir, Et-Tefsirül Kebir, Kitabül Hibe, Kitabül Esribe, Kitabul Mebsut, Kitabül ilel, Kitabül-Fevâid, Kitabud-Duâfa, El-Müsnedül-Kebir, Sülâsiyyât

 

Diğer bir kaynaktan İmam-ı Buhari hayatı

810 (H. 194) – 870 (H. 256)

İsmi, Muhammed bin İsmail olup, künyesi Ebu Abdullah’tır.

Kur’an-ı kerimden sonra en kıymetli kitab olan Sahih-i Buhari adıyla meşhur hadis kitabını yazan büyük hadis âlimidir. Hadis ilminde yüksek derecede olup, 300.000’den fazla hadis-i şerifi senetleriyle birlikte ezbere bilen bir âlim olduğu için “İmam”, Buharalı olduğu için “Buhari” denilmiş, İmam-ı Buhari ismiyle meşhur olmuştur.

810 (H. 194) senesinde Buhara’da doğdu. 870 (H. 256) senesinde Semerkand’ın Hartenk kasabasında vefat etti.

Küçük yaşta babasını kaybeden Buhari, ilk tahsiline doğum yeri olan Buhara’da başladı. Duası makbul saliha bir hanım olan annesi, onun ve kardeşinin yetişmesi için gayret sarf etti. On yaşından itibaren hadis âlimlerinin derslerine devam etti. On beş yaşına girmeden 70.000 hadis-i şerifi ezberledi.

Hadis ilminde kısa sürede o derece ilerledi ki, hocaları ile karşılıklı ilmi münazaralarda bulunmaya başladı. Nitekim hocası Dâhili, bazı hadis rivayetlerindeki eksikliklerini onun yardımıyla tamamlamıştır. On altı yaşındayken Abdullah bin Mübarek ve Veki bin Cerrâh’ın kitaplarını ezberledi. Fıkıh ilminde, müctehidlerin bildirdiklerini öğrendi. Sonra annesi ve kardeşiyle birlikte hacca gitti.

Hac farizasını ifa ettikten sonra annesi ve kardeşi Buhara’ya döndüler, İmam-ı Buhari ise, Mekke’de kalıp, hadis-i şerif toplamaya başladı. On sekiz yaşındayken Sahabe ve Tabiin fetvalarını topladı. Abdullah bin Zübeyr el-Hamidi’den Şafii fıkhını öğrendi.

Bu arada Medine-i münevvereye gidip Resulullah efendimizin kabri şerifini ziyaret edip, geceleri kabri şerif başında Tarih-ul-Kebir kitabını yazdı. Mekke ve Medine’den başka, Bağdat, Basra, Kûfe, Mısır, Nişâbur, Belh, Merv, Askalan, Dımeşk, Hums, Rey ve Kayseriyye gibi ilim merkezlerini dolaşıp, hadis âlimleriyle görüşüp binden fazla âlimden hadis ve diğer ilimleri öğrenip nakletti.

Kuvvetli zekaya ve hafızaya sahip olan İmam-ı Buhari, işittiği hadis-i şerifi hemen ezberliyordu. Onunla hadis-i şerif dinleyenler yazdığı halde, o, yazma ihtiyacını duymuyordu. Muhammed bin Selam el-Bikendi, İbrâhim bin el-Eşâs, Ebu Âsım eş-Şeybani, Abdurrahman bin Muhammed bin Hammad, Hâlid bin Mahled, Ebu Nasr-il-Ferâdisi, Abdân bin Osmân el-Mervezi, Ali bin el-Medini, Ahmed bin Hanbel, Yahya bin Main, İshak bin Raheveyh, Süleyman bin Harb, Abdullah bin Zübeyr el-Hamidi gibi hocalar elinde yetişti.

İmam-ı Buhari hazretleri, ilim tahsilini bitirdikten sonra, Mısır’dan Maveraünnehr’e kadar tanınmış ilim merkezlerinde hadis ve çeşitli ilimler okuttu. Derslerinde binlerce talebe bulunurdu. Kendisinden 70.000’den fazla talebe hadis dinlemiştir. Bunlar arasında, Tirmizi, Nesai, Ebu Zür’a ve Ebu Bekr bin Huzeyme, İbni Ebi Davud, Muhammed bin Nasr-ul-Mervezi, Müslim bin Haccâc, İbni Ebiddünya gibi büyük ve tanınmış hadis âlimleri de vardı.

Binlerce talebe yetiştirdikten sonra Nişabur’a oradan da Buhara’ya döndü. Bir müddet Buhara’da kalıp, hadis ve ilim öğretmekle meşgul oldu. Bir rivayete göre Buhara valisi çocukları için özel ders verilmesini, buraya kimsenin girip, dersi dinlememesini istedi. Buhari cevabında; “Ben bir kısım kimseleri hadis dinlemekten men edip, birkaç kişiye hadis öğretmem” buyurdu. Bu durum valiyle arasının açılmasına sebep oldu. Buhara’dan ayrıldı. Allahü teâlâya, şikayet yoluyla valinin verdiği sıkıntıyı arz etti. Duası kabul olup, aradan bir ay geçmeden vali azledildi, zindana atıldı.

Bu arada Semerkandlılar kendisini davet ettiler. Giderken yolda, Semerkandlılardan bir kısım insanların isteyip, bir kısmının istemediği haberini alınca, Hartenk köyünde kaldı. İşin iç yüzünü öğrenmek istemişti. İnsanların bu hâlinden kalbi daraldı ve canı sıkıldı. Teheccüd namazından sonra ellerini açıp; “Yâ Rabbi! Yeryüzü bu genişlikle bana dar oldu. Beni tarafına al!” diye dua etti. O ay, orada hastalandı ve 870 yılının Ramazan bayramı gecesi Semerkant’tan 72 km uzaklıkta olan Hartenk’de vefat etti. Kabri oradadır.

İmam-ı Buhari hazretleri, çok cömert olup, herkese iyilik ederdi. Fakirlere çok sadaka verir, talebelerinin ihtiyaçlarını bizzat karşılardı. Bayram günleri hariç bütün yılını oruçla geçirirdi. Haramlardan ve şüphelilerden daima kaçar, gıybetten çok korkardı. “İsterim ki Rabbime kavuştuğumda hiç gıybet etmemiş olayım ve böyle bir şey için kimse beni aramasın” buyururdu. Gecenin ilk saatlerinde biraz uyur, sonra kalkar ilim ve ibadetle meşgul olurdu. Kur’an-ı kerimi üç günde bir defa hatmederdi.

Hadis ilminin ve hadis âlimlerinin önderi olan İmam-ı Buhari hazretleri, yüz binlerce hadis-i şerifi ezberlemişti. Hadis-i şerifleri metinleri ve senetleriyle ezbere bilirdi. Hadis-i şeriflerin ravilerini çok inceler dinin emirlerine uymayan, edeplerini gözetmeyen, ahlakında bir kusur olanların rivayet ettiği hadis-i şerifleri almazdı.

Hadis-i şerifin metnini ezberlediği gibi, o hadis-i şerifi rivayet eden kimselerin, künyelerini, doğum ve ölüm tarihlerini, ahlak ve yaşayışlarını, kimden rivayette bulunduklarını, o raviden başka kimlerin hadis-i şerif aldığını öğrenir ve ezberlerdi. Bir kimse hadis rivayetinde ve ravilerin senedinde hataya düşse, hemen İmam-ı Buhari hazretlerini bulup sorar ve doğrusunu öğrenirdi. Gittiği her yerde, etrafı hadis-i şerif almak ve öğrenmek isteyenlerle dolup taşardı.

İmam-ı Buhari hazretlerinin hadis ilmindeki rumuzu “H” harfidir. Aynı zamanda tefsir ve kelam ilimlerinde de üstad olan İmam-ı Buhari hazretlerinin tefsire dair bildirdiği rivayetler tefsir âlimlerinin eserlerini süslemektedir. Kelam ilmine dair eserler de yazmıştır.

Eserleri

1) Câmi-us-Sahih: (Sahih-i Buhari)

En büyük ve en meşhur eseridir. Sahih-i Buhari ismiyle de tanınır. İslam âlimleri söz birliğiyle; “Kur’an-ı kerimden sonra en sahih kitap Sahih-i Buhari’dir” buyurmuşlardır. İmam-ı Buhari bu kitabı Mescid-i Haram’da yazdı. Her hadis-i şerifi kitabına yazmadan önce istihare yapmıştır. Gusledip, Kâbe’de makâmın gerisinde iki rekat namaz kılıp, koyduğu sağlam usûllere göre sahih olduğu kesin olarak belli olan hadis-i şerifleri yazmıştır. Bu kitabı müsveddeden temize çekme işini de Medine-i münevverede Peygamber efendimizin kabri şerifi ile minberi arasında bulunan Ravda-i Mutahherada yaptı. Bu eserini nasıl yazdığını kendisi şöyle anlatmıştır: “Câmi-us-Sahih kitabına her hadis-i şerifi koymadan önce gusledip, iki rekat namaz kılıp, istihare yaptım. Ondan sonra hadis-i şerifi kitaba koydum. Bunları yapmadan hiçbir hadisi yazmadım. Bu kitabı on altı yılda tamamladım.”

Kütüb-ü Sitte adı verilen altı sahih hadis kitabının en başta geleni olan Sahih-i Buhari’nin, Ali el-Yünûni tarafından el yazmasıyla çoğaltılan metni muteber olmuştur. Bu nüshanın aslı Kâhire’de Akboğa Medresesi Kütüphanesindedir. Sahih-i Buhari’nin birçok şerhleri ve baskıları yapılmıştır. 1894’te Sultan İkinci Abdülhamid Han tarafından Mısır’da yaptırılan iki cilt baskısı pek nefis, ciltlenmiş, altın tuğra ve nukûş ile süslenmiştir. Bu baskı Bulak’ta Emiriyye Matbaasında yapıldı. Zeynüddin Ahmed Zebidi, mukarrer rivayetleri birleştirerek Buhari-i Şerif Tecrid-i Sarih ismiyle kısaltılmıştır.

2) Tarih-ul-Kebir

3) Tarih-ul-Evsat

4) Tarih-us-Sagir (Bu üç eser hadis ravilerinin hayatlarını ve hadis ilmindeki yerlerini ihtiva etmektedir)

5) Kitab-u Duafâ-is-Sağire (Zayıf ravilerin hallerinden bahseder)

6) Et-Tarih fi Marifeti Ruvât-ül-Hadis

7) Et-Tevârih-ul-Ensab

8) Kitab-ül-Kûnâ

9) El-Edeb-ül-Müfred (Ahlakla ilgili hadis-i şerifleri toplayan eserdir)

10) Ref’ul-Yedeyn fissalâti

11) Kitab-ül-Kırâati Half-el-İmam

12) Halk-ul-Ef’âl-il-İbâdi ver-Reddü alel-Cehmiyye

13) El-Akide yâhut Et-Tevhid (Kelam ilmiyle ilgilidir)

14) El-Câmi-ul-Kebir

15) Et-Tefsir-ül-Kebir

16) Kitab-ül-Mebsût

17) Esmâ-üs-Sahabe

0
be_endim
Beğendim
0
mutluyum
Mutluyum
0
d_n_yorum
Düşünüyorum
0
_a_rd_m
Şaşırdım
0
sinir_oldum
Sinir oldum
İmam Buhari Kimdir
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Dostkelimeler ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Sosyal Medyada Takip Edebilirsiniz...