Emil Michel Cioran Sözleri
Emil Michel Cioran, Rumen asıllı Fransız filozof ve yazardır. Felsefi düşünceleri ve çarpıcı ifadeleriyle tanınır.
İşte Cioran’a atfedilen bazı etkileyici sözler:
Sonsuza kadar yaşamanın cezasını çekiyoruz.
Kendi acımızı anlamak, başkalarının acısını paylaşmaktan daha zor olabilir.
Kendinize olan saygınız, diğerlerinin sizi değerlendirmesinden daha önemlidir.
Bilgelik, insanın kendi aptallığını anlamasıdır.
Hiçbir şey daha çocukça değildir, insanın kendi acısını dünyanın en büyük acısı olarak görmesinden.
Kendi hatalarınızı kabul etmek, olgunluğun başlangıcıdır.
Çoğu insan, sıkıntıdan daha fazlasını hak etmez.
Mutluluk, kendi acısını unutmaktır.
Yaşam, anlamını sonsuza kadar kaybetmiş bir rüyadır.
Yalnızlık, insanın gerçek doğasını keşfetmesine yardımcı olabilir.
Hayatın içinde yer alan her şey, hem gerçek anlamda hem mecazi anlamda, dengesizdir.
Halbuki gözlerin işlevi görmek değil ağlamaktır; gerçekten görmek için de gözlerimizi kapatmamız gerekir.
Hakikaten yalnız varlık, insanlar tarafından terk edilmiş olan değil, insanlar arasında acı çekendir.
İnsan türü ancak kendini mahvedene hayran olur.
Aşka, hırsa, topluma sırt çevirenlerden kendinizi sakınınız. Vazgeçmiş olmanın intikamını alacaklardır.
En büyük zalimler kafası kesilmemiş mazlumlar arasından çıkar.
intihara meyilli olmak, yasalara saygılı pısırık katillere mahsustur; öldürmekten korktuklarından, kendilerini yok etmeyi düşlerler, cezalandırılmayacaklarından emin olarak.
Ne Garip, İnsan türü ancak kendini mahvedene aşık olur.
Sadece, canım isteyince ölmek elimde olduğu için yaşıyorum: İntihar fikri olmasa, kendimi çoktan öldürmüş olurdum.
Gerçek yurtsever, ülkesindeki insanların büyük çoğunluğunun ölmesini isteyendir.
Modern olmak çaresizlik içinde şunun bunun ucundan tutmaktır.
Her düşünce bastırılmış bir duygudan kaynaklanır.
İçimizde doğan her fikirle içimizdeki birşeyler çürür.
Bu sözler, Cioran’ın insan doğası, varoluşsal acı ve yaşamın anlamı üzerine olan derin düşüncelerini yansıtır. Felsefi eserlerinde sık sık insanın varoluşsal sıkıntılarına ve çelişkilerine odaklanmıştır.
