Recep ayının önemi ve fazileti
Receb, tazim ve saygı anlamına gelir, îslâm öncesi Araplar Receb ayına ayrı bir ehemmiyet verirler, saygı gösterir ve şanını yüceltirlerdi. Receb ayı gelince kılıçlar kınına sokulur, oklar torbalarına yerleştirilir, derin ve kanlı husumetlerin üzerine geçici de olsa bir sükûnet örtüsü çekilirdi. Artık o gürültülü ve korkunç çöller tatlı bir huzurun baharına dalar, her taraf bir güven ve selâmet sahasına dönerdi. Öyle ki, bu ayda bir kimse babasının katiline rastlasa bile başını kaldırıp kaşına bakmazdı. Bu aya “sağır ay” denilmesi de sükûnet mevsimi olmasındandır.
Receb ayına sağır denmesinin bir başka anlamı da şöyle ifade edilir: Bu ayın bereketi hürmetine, bu ayda işlenen günah ve hataları manen bu ay duymamakta, mü’minlerin sadece ibadet ve sevaplarına şahitlik etmektedir. Böylece Cenab-ı Hak mü’min kullarının bu ayda işlemiş oldukları günahları bağışlamaktadır.
İslâmiyet gelince de Receb ayına mahsus olan saygı devam ettirildi. Bilhassa Regaib ve Mi’rac gibi tecellilerle şereflendirildi.
Resul-i Ekrem Efendimiz dualarında, “Allahım! Receb’i ve Şâban’ı hakkımızda hayırlı ve mübarek kıl, bizi Ramazan’a ulaştır” buyururlardı. (Camiü’s-sağir, 2/90)
Receb’e, “recm ayı” da denir. Buna göre, mü’minlerin eziyet ve zahmet vermemesi için şeytanlar bu ayda taşlanır, kovulup uzaklaştırılır.
Receb kelimesindeki “R” Allah’ın rahmetine, “C” Allah’ın cömertliğine ve yardımına, “B” ise Allah’ın birrine (iyilik ve ihsanına) işaret eder.
Receb ayına “mutahhar” denmesinin sebebi, bu ayı oruçlu geçirenlerin günah ve hatalarından temizlenip paklanmasıdır. Receb ayının Peygamberler tarihinde ayrı bir yeri vardır. Meselâ, Nuh Aleyhisselâm ve kavmi Receb ayında gemiye binmiş ve tufandan kurtulmuşlardır.
Receb ayı Hicrî ayların yedincisi ve Ramazan’dan iki ay öncesidir. Fazileti bakımından ayrı bir yeri vardır. Regaib ve Mi’rac gibi mübarek geceleri içinde bulundurması faziletini daha da arttırmaktadır. Ayrıca, Kur’ân’da haram ayları olarak geçen dört aydan birisi olması, Müslüman kalblerdeki yerini bir kat daha daha artırmıştır.
Receb ayı, “üç aylar” olarak bilinen mübarek bir mevsimin ilk ayıdır. Bu aylara “çok sevaplı ibadet ayları” diyen Bediüzzaman, onların kazandırdıkları sevap ve mükâfatlar bakımından, mü’minlerin önünde nasıl bir kademeli yükseliş vesilesi olduklarına şöyle işaret eder:
“Her hasenenin (ibadetin) sevabı başka vakitte on ise, Receb-i Şerifte yüzden geçer, Şâban-ı Muazzamada üç yüzden ziyade ve Ramazan-ı Mübarekte bine çıkar ve Cuma gecelerinde binlere ve Leyle-i Kadirde (Kadir Gecesinde) otuz bine çıkar.”(Şualar, 416)
Buna göre Receb ayında işlenen ibadet, edilen iyilik, yapılan hizmetlerin manevî ecri ve sevabı bire yüz verilmektedir. Bunun için mü’minler bu aydaki nasiplerini arttırmak maksadıyla daha çok gayret sarf ederler. Hayır ve hasenata biraz daha ağırlık verirler.
Bazı hikmet ehli âlimler Receb ayı hakkında şu yorumları getirmişlerdir:
Receb eza ve cefâyı terk içindir, Şaban amel ve vefa içindir, Ramazan sıdk ve safa içindir.
Receb tevbe ve pişmanlık ayıdır, Şaban muhabbet ayıdır, Ramazan kurbet (Allah’a yakınlık) ayıdır.
Receb hürmet ayıdır, Şaban hizmet ayıdır, Ramazan nimet ayıdır.
Receb ibadet ayıdır, Şaban dünyanın safasını terk etme ayıdır, Ramazan ibadetlerin mükafatını artıran aydır.
Büyük tasavvuf ehli Zünnün Mısrî der ki:
“Receb ekme ayıdır, Şaban sulama ayıdır, Ramazan derleyip toplama ayıdır. Herkes ne ekerse onu biçer, ne yaparsa cezasını çeker. Bir kimse ekimi bırakırsa, hasat zamanı ekmediğine pişman olur. Kıyamet gününde ise çok kötü duruma düşer.” (Aldürkadir Geylani, Üç aylar ve Faziletleri)
Receb ayının diğer aylardan farklı bir ibadeti de oruçtur. Mümkün mertebe bu ayda daha fazla oruç tutulmaya çalışılır. Ebû Davudta, hiç ara vermeden devamlı surette oruç tutan bir zâta Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselamın bazı tavsiyelerden sonra şöyle buyurduğu rivayet edilir:
“Haram aylarından bazısını tut, bazısını bırak, haram aylarda tut ve bırak, haram aylarda tut ve bırak.” (Ebu Davut, Savm 54)
Hadisin devamında ravî olan Sahabı şöyle demektedir:
“Resulullah ‘tut’ dedikçe, üç parmağını yumdu, ‘Bırak’ deyince de üç parmağını bıraktı.” Böylece Peygamberimizin o zata, “Üç gün tut, üç gün ara ver” dediği anlaşılıyordu.
Bilindiği gibi haram ayları, “Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Receb” aylarıdır.
Receb ayında devamlı olarak bir ay boyu oruç tutmanın uygun görülmeyişinin sebebi, Receb ve Şaban aylarının Ramazan ayına benzemesinden kaçınılmasıdır. Çünkü hiç kesintisiz bir ay boyunca oruç tutmak sadece Ramazan ayına mahsustur. Hattâ Receb ayında bir ay süresince oruç tutmanın mendup bile olmadığını söyleyen İmam Gazâlî ve İbni Kayyim el-Cevzî gibi müçtehidler, Ramazan ayına benzememesi için diğer aylardan farklı olarak Receb ayında devamlı bir ay boyu oruç tutmayı mekruh görürler. (İhya, 1/237; Zadu’l-mead, 2764)
Diğer aylarda nasılsa, Receb ayında da ayın ortasında veya belli günlerinde, yahut üçer gün ara vermek suretiyle oruç tutulması tavsiye edilmektedir. Görüldüğü gibi Receb ayında tamamen oruçlu geçirme hususunda bir hadis ve rivayet yoktur. Üç ayları hiç ara vermeden tutmak sünnet ve müstehap da değildir, sadece sâlih zatların güzel bir âdetidir. Receb ayını tam olarak tutanlara “Tutma” denilmez, ama fıkhı olarak da hükmünü belirtmek gerekir.
Bu arada Ramazan ayında bozmuş olduğu bir oruçtan dolayı kefaret orucu tutmak isteyenler için Receb ve Şaban ayı iyi bir fırsattır. Receb ayının birinci gününden itibaren hiç ara vermeden Şaban ayı da dahil olmak üzere iki ay üst üste oruç tutarsa tam bir kefaret borcunu ödemiş olur. Peşinden Ramazan ayının orucu da geleceğinden böylece üç ay boyu, bir gün dahi yemeden oruç tutmuş olur. Bu durumda oruç borcunu öderken aynı zamanda sevap hazinesini de doldurmuş ve geliştirmiş sayılır.
Madem Receb ayı günahların affedildiği aydır. Bağışlanmanın yolunu ve istiğfarın nasıl yapıldığını bilmek gerekiyor. Rivayete göre şu istiğfar duasını Receb ayında yedi kere okuyan kimsenin günahları affolunmaktadır.
“Estağfirullâhe’l-Azîme’llezî la ilahe illâ hû el-Hay-yü’1-Kayyûmu ve etûbü ileyh. Tevbete abdin zâlimin li-nefsihî lâ-yemlikü li-nefsihî mevten velâ hayâten velâ nüşûrâ.”
Mânâsı: “Hayat sahibi olan, her şeyi idare edip ayakta tutan, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan Allah’tan mağfiret dilerim. Kendi nefsine zulmetmiş kulun tevbesi gibi Ona tevbe ederim. Öyle bir kul ki, kendi nefsi adına ne ölüme, ne hayata ve ne de tekrar dirilmeye sahip değildir.” (Mecmuatü’l-ahzab, 1/599)
Üç aylar birer dua ve niyaz mevsimidir. En güzel duaları başta sahabiler olmak üzere İslâm büyüklerinden öğreniyoruz. Hz. Ali’nin Receb ayında şu şekilde dua ettiği rivayet edillir:
“Allahım, salat eyle Muhammed Aleyhissalâtü Vesselamın üzerine; hikmet yıldızları ve devamlı nimet ve ismet kaynağı ehl-i beytine.
Allahım, beni her türlü kötülükten koru. Beni unutkan etme ve gaflet üzerinde bırakma. Sonumu da hasret ve pişmanlıkla bitirme. Benden razı ve hoşnut ol. Senin mağfiretin zalimler içindir, ben de nefsime zulmettim.
Allahım, beni bağışla, beni bağışlamakla Sana bir zarar gelmez. Bana nimetlerini ihsan et, bana vermekle senin ihsanın azalmaz. Senin rahmetin geniş ve boldur. Hikmetlerin ise hoş ve güzeldir.
Allahım, bana sıhhat ve afiyet ver. Güven ve huzur ihsan eyle. Şükür ve takvaya ulaştır.
Allahım, Senden sabır ve doğruluk istiyorum. Bana işimde kolaylık ver. İşlerimi güçlükle gördürme. Aileme, çocuklarıma ve kardeşlerime iyilik ve ihsanda bulun. Onları mü’min ve Müslümanlardan kıl ve bu şekilde dünyadan ayrılmalarını nasip eyle.”
Bazı Selef büyükleri de Receb ayı gecelerinde şöyle dua etmişler:
“Allahım, Sana mahzun gönlümle, isteklerini kabul buyurduğun dostlarının duası ile niyaz ediyorum. Zatına eriştirdiğin ve Senin rızanı isteyenlerin dili ile Senden talep ediyorum. Umarım Senin ululuğundan, Seni bileyim ve kulluk edeyim.
Yâ Rab, bu gecenin rahmet ve bereketinden sevap ve mükâfatından beni nasiptar et.
Allahım, kullarından istediğine, istediğini verirsin, kim Seni onlara ikram etmekten alıkoyabilir? Ben fakir ve âciz bir kulum. Fazl ve kereminden nimetlerini ümit ediyorum. Sana sığınırım ve ancak Senden yardım dilerim
Yüce Mevlam, bu gece kullarına çok rahmet ve bereketini döker, saçarsın. Allahım, Sana yalvaran dilleri, Sana kalkan elleri boş çevirme. İyilik ve yardımınla faydalandır bizi. Nimetlerinle donat hepimizi.
Allahım, salât eyle Muhammed ve evladına, eşlerine ve dostlarına, bitip tükenmeyen rahmet ve bereketinle. Yâ Rabbe’l-Âlemin!”
************************************************************************
Recep ayı, kameri ayların yedincisi olup çok şerif ve haram aylardandır. Recep, baldan daha tatlı sütten daha beyaz olan cennette bir nehrin adıdır. Her kim bu ayda oruç tutarsa bu nehrin suyundan içecektir.
Recep, Şaban ve Ramazan ayları çok şerif aylardan olup faziletleri hakkında bir çok rivayet nakledilmiştir. Recep ayı, yedinci aydır.
Mübarek Recep ayı, ilahi rahmetin indiği ve Kabe’nin oğlunun doğduğu aydır. Peygamber Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Recep ayı, ümmetim için ‘istiğfar’ ayıdır. Recep ayı, Allah’ın büyük ayı olup fazilet ve saygınlıkta ona erişilmez. Bu ayda kafirlerle savaşmak haramdır. Recep, Allah’ın ayı; Şaban benim ayım ve Ramazan, ümmetimin ayıdır. Her kim Recep ayında bir gün oruç tutarsa Allah’ın hoşnutluğunu kazanır. İlahi gazap ondan uzaklaşır ve cehennem kapıları onun üstüne kapanır.”
Recep ayına, Allah’ın rahmetinin insanların üzerine yağdığı anlamına gelen “Recebu’l Eseb”de demektedirler.
Masumlardan nakledilen bir rivayette şöyle buyrulmuştur: “Recep, baldan daha tatlı sütten daha beyaz olan cennette bir nehrin adıdır. Her kim bu ayda oruç tutarsa bu nehrin suyundan içecektir.” Başka bir hadiste şöyle denilmiştir: “Her kim onda üç gün oruç tutarsa cennet ona farz olur.”
Recep Ayındaki Önemli Etkinlikler
Recep ayında dini ve tarihi bir çok gelişme yaşanmıştır. Onlardan bazılarına aşağıda değiniyoruz:
1. Birinci gün: Hz. İmam Muhammed Bakır’ın (a.s) doğum günü. (Hicri 57)
2. Üçüncü gün: Hz. İmam Ali Naki (Hadi) aleyhi selam’ın Şehadet günü (hicri 254)
3. Birinci Cuma günü “Regaib Gecesi” (kandili)
4. Onuncu gün: Hz. İmam Muhammed Taki’nin (Cevad) aleyhi selam (hicri 195) ve Hz. Ali Asgar’in (a.s) doğum günleri. (Hicri 60)
5. On üçüncü gün: Emire’l Mümin’in Hz. Ali’nin aleyhi selam Kabe’de doğduğu gün.
6. On yedinci gün: Peygamber efendimizin oğlu İbrahim’in vefat günü (hicri 10)
7. Yirmi Beşinci gün: İmam Musa bin Cafer aleyhi selam’ın şehadet günü (hicri 182)
8. Yirmi Yedinci gün: Peygamber Efendimizin (s.a.a) mebus olduğu gün.
RECEP AYININ AMELLERİ
Recep ayı, Allah Teâlâ’nın inayet ettiği ve fazileti hakkında bir çok hadisin olduğu bir aydır.
1. Oruç Tutmak
Hz. İmam Cafer Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Hz. Nuh (a.s) gemiye bindiği zaman Recep ayının birinci günüydü. Yanındakilerden o günü oruç tutmalarını istedi. Sonra şöyle buyurdu: “Bugünün orucu gelecek yıla kadar oruç tutanı ateşten uzak tutar ve bu aydan yedi gün oruç tutarsa azap kapıları onun üzerine kapanır.”
Peygamber Efendimiz (Allah’ın selamı onun ve ehlibeytinin üzerine olsun) şöyle buyurmuştur: “Kim bu ayda bir gün oruç tutarsa Kıyametin zorluklarından güvende olur.”
Bu ayın Perşembe, Cuma ve Cumartesi günü üç gün oruç tutmak çok güzedir. zira naklolunan rivayetlere göre her kim haram aylardan bu üç günü oruç tutarsa Hak Teâlâ onun için 900 yıllık ibadet sevabı yazar.
2. Sadaka Vermek
Mali imkanları olanların bir mod taam miktarı kadar miskinlere sadaka vermeleri. Mali imkanları olmayanların bunun yerine diyebildikleri kadar tesbih ve zikir demeleri.
3. Dua Okumak
Bu ayda okunması müstahap olan bir çok dua bulunmaktadır. Bu duaların okunması.
Bu dualara bu adresten ulaşabilirsiniz: Recep Ayının Fazilet ve Amelleri
4. İmam Hüseyin’in (a.s) Ziyareti
Hz. İmam Cafer Sadık’tan (a.s) rivayet edildiğine göre her kim imam Hüseyin’i (a.s) Recep ayında ziyaret ederse Allah onu bağışlar. Elbette bilinmelidir ki uzaktan da Hz. Hüseyin ziyaret edilebilir. İnşallah.
5. İmam Ali bin Musa Rıza’nın (a.s) ziyaret edilmesi.
6. Bu ayda Umre yapılması.
7. İstiğfar ve Zikirlerin yapılması
Efendimizden nakledildiğine göre bu ayda her kim 1000 defa: “la ilahe illallah”; “Allah’tan başka ilah yoktur” zikrini okursa Allah Teâlâ onun için 100 bin iyilik yazar ve onun için cennette yüz şehir yapar.
Her kim aşağıdaki zikri yüz defa söyler ve ardı sıra sadaka verirse, Allah onun sonunu rahmet ve mağfiretle hatmeder. Kim dört yüz defa söylerse Allah yüz şehidin sevabını kendisine verir.
Esteğfirullahellezi la ilahe illa hu, vehdehu la şeriyke lehu ve etubu ileyh.”[1]
8. Namaz
Recep ayında her akşam iki rekat namaz aşağıdaki şekilde kılınmalıdır.
a) Her rekatta Fatiha suresinden sonra üç defa “Kafirun” ve bir defa “İhlas” suresi okunur.
b) Namazdan sonra şu dua okunur:
“La ilahe illallahu vehdehu la şeriyke lehu, lehul mulku velehul hamd, yuhyi ve yumiytu ve huve hayyun la yemutu biyedihil ğayru ve huve ale kulli şey’in kadir ve ileyhil mesir ve la havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim. Allahumme salli ale muhhammedin nebiyyil ummiy ve alihi.”[2]
Daha sonra Allah Subhan’dan ne hacetin varsa istersin.
Seyyid İbni Tavus, Hz. Resulü Ekrem’den şöyle rivayet etmiştir: “Her kim Cuma günü öğle ve ikindi namazının arasında dört rekat namaz kılar ve her rekatta Fatiha suresinden sonra 7 defa ‘Ayetel Kürsü’, 5 defa “İhlas” suresini okursa ve sonra 10 defa
“Esteğfirullahellezi la ilahe illa hu ve eseluhu’t tevbe”[3] derse Hak Teâlâ onun için bu namazı kıldığı andan ölene kadar her gün bin hasene (iyilik) verir. Ve ona okuduğu her ayet için kızıl yakuttan bir şehir ve her söylediği her harf için beyaz inciden cennette bir saray verir ve onu hurilerle evlendirir ve ondan razı olur.
Hz. Resulullah efendimizden (s.a.a) şöyle rivayet edilmiştir: “Her kes Recep ayının gecelerinden birinde 10 rekat namaz kılar ve her rekatta Fatiha suresinden sonra 1 defa Kafirun 3 defa İhlas suresini okursa, Allah Teâlâ onun günahlarını bağışlar.”
9. Regaib Gecesinin (Kandili) Amelleri
Recep ayının ilk Cuma akşamına Leyletu’l Regaib; rekaib gecesi derler. Bu gece için oldukça fazla faziletler sayılmıştır. Bu gecenin mahsus ameli ise şöyledir:
Perşembe günü oruç tutmalı. Akşam namazı ile yatsı namazı arasında 12 rekat namaz kılmalıdır. Namaz şu şekilde kılınmalıdır:
a) Her rekatta Fatiha suresinden sonra 3 defa Kadir Suresi ve 12 defa İhlas suresi okunmalıdır.
b) Her namazdan sonra şöyle demelidir: “Allahumme Salli Ale Muhammed en Nebiyyil Ummi ve ale Alihi”[4]
c) Sonra secdeye gitmeli ve 70 defa şöyle demelidir: “Subbuhun Kuddusun Rabbul Melaiketu ver Ruh” sonra secdeden kalkmalı ve şöyle demelidir:
“Rabbi’ğ fir verhem ve tecavez amme te’lem inneke entel aliyyul azim.”[5]
d) Yeniden secdeye gitmeli ve yeniden şöyle demelidir: “Subbuhun Kuddusun Rabbul Melaiketu ver Ruh”[6] sonra ne haceti varsa Allah’tan istemelidir.
Hz. Resulullah efendimizin buyurduğuna göre Regaib gecesinde bir çok günahlar bu gecenin hatırına bağışlanır ve her kim bu namazı kılarsa kabre konulduğu ilk gece Allah Teâlâ bu namazın sevabını ona güzel, parlak ve güzel bir yüzlü olarak gönderir. Fasih bir dille ona ey benim habib’im! Müjdeler olsun ki her şiddet ve zorluktan kurtulanlardan oldun.” Ona sen kimsin? Allah’a yemin ederim ki senin gibi güzel yüzlü birisini görmedim, senin sözlerinden daha tatlı bir söz duymadım ve senin kokun gibi güzel kokulu bir koku koklamadım.” Der. O da ben falan yılın, falan ayında falan gece kıldığın namazın sevabıyım. Senin yanına hakkını eda etmek için geldim. Yalnızlığında birlikte olalım ve vahşeti senden gidereyim. Sur üfürülünceye kadar kıyamette ben senin üstüne gölge olacağım. Dolayısıyla mutlu ol ki asla senden hayır yok olmayacaktır.
10. İhlas Suresini Okumak
Seyyid İbni Tavus, İkbal kitabına Hz. Resulü Ekrem efendimizden (s.a.a) ihlas suresini bu ay okumanın çok faziletli olduğunu nakletmiştir. Okunacak miktar ise 10 bin, bin veya yüz defa olmalıdır. Ayrıca her kim Cuma günü ihlas suresini 100 kere okursa kıyamet günü onun için nur olacağını ve onu cennete çekeceğini rivayet etmiştir.
* Burada zikredilen tüm müstahap namazlar sabah namazı gibi ikişer rekatlı olarak kılınmalıdır.
** Recep ayının ilk günü Türkiye’de yarın (Salı günü) İran’da Çarşamba günüdür. Dolayısıyla Recep ayının amellerine amel etmek isteyenler buna dikkat etmelidir.
ABNA.İR
[1] – ANLAMI: “Kendisinden başka ilah olmayan, tek olup ortağı bulunmayan Allah’tan bağışlanma diliyor ve O’na tövbe ediyorum.
[2] – ANLAMI: Allah’tan başka ilah yoktur; tektir ve ortağı yoktur. padişahlık ve hamd O’na mahsustur. Diriltir ve öldürür. O ise diridir ve hiçbir zaman ölmez. Bütün hayırlar O’nun elindedir. Ve O’nun her şeye gücü yeter. Her şeyin dönüşü onadır. Yüce ve azametli Allah’a dayanmayan hiçbir güç ve kuvvet yoktur. Allah’ım! Ümmi peygamber Muhammed ve Ehlibeytine rahmet et.”
[3] -ANLAMI: Kendisinden başka ilah olmayan, Allah’tan bağışlanma diliyor ve O’na tövbe ediyorum.
[4] – ANLAMI: “Allah’ım! Ümmi peygamber Muhammed ve Ehlibeytine rahmet et.”
[5] – ANLAMI: “Allah’ım! Bağışla merhamet et. Hakkımızda bildiğin şeylerden (kötülüklerden) geç; doğrusu en yüce ve ulu ancak sensin.”
[6] – ANLAMI: “Melekler ve Ruhun rabbi olan Allah, mukaddes ve bütün noksanlıklardan münezzehtir.”
verdiğiniz bilgiler için teşekkürler.