Selam dostlar, konumuzda Malik bin Dinar sözleri, Mâlik bin Dînâr Hazretlerinin Hikmetli Sözleri, İslam Büyükleri Sözleri, Dini Sözler aramalarında sizlere yardımcı olacak şekilde paylaşmaya çalıştık. Konunun sonuna Meşhurlardan Sözler Kategorimize link verdik. Faydalı olması dileğimizdir.
Malik bin dinar Basralıdır, gençliğinde mal mülk sahibiydi sonra Hasan Basri’nin öğrencisi oldu ve tüm parasını bu yolda harcadı, sonraları hattatlık yaparak ekmeğini kazandı. Kerametlere haiz bir alimdir.
Malik bin Dinar Hz.lerinden bir kıssa ile başlayalım diye düşündüm. Akabinde Malik bin Dinar sözleri’ne geçeliim.
Mâlik bin Dinar, Mısıra doğru yola çıktı ve bir deniz kenarına ulaştı. Gemiye bindi. Gemi sahibi taşıma ücreti ve eşyalar için kişi başına bir altın alıyordu. Mâlik bin Dinar hazretleri bir köşede ibâdet ve tefekkürle meşgul iken, gemici ücret istedi. Mâlik bin Dinar hazretleri; “Henüz param hazır değildir. İskeleye vardığımızda hazır olur inşâAllah.” dedi. Gemici malik bin dinarı çalışanlarına dövdürttü ve onu denize atmak üzere iken binlerce balık su yüzüne çıktı. Balıkların her birinin ağzında birer altın vardı. Mâlik bin Dinar hazretleri birinin ağzından parayı alıp gemi sâhibine verdi. Sonra da gemiden deryâ üzerine indi ve yürüyerek deniz kıyısına çıktı. Bu hâdise ile ona Mâlik-i Dinar (Dinar Sahibi) denildi.
Sizler de Malik bin Dinar sözleri paylaşmak isterseniz yorum bölümünden ekleyebilirsiniz. Yorumlarınız bizlere daha iyi paylaşımlar yapmak için yol gösterecektir.
Dostkelimeler.com / Türkiye’nin en geniş Güzel sözler, ayetler, hadisler ve atasözleri ve deyimler platformu // Bizleri her türlü sosyal medyadan takip edebilirsiniz. Konumuzun altında linkler mevcuttur.
Malik bin Dinar Sözleri
Uzlete çekilen kimse, eğer Hak Teâlâ’yı Peygamber s.a.v.’i ve ashâbını kendisine dost ve yoldaş edinmiş değilse, uzleti tamamen boşa gider.
Bir gün Basra vâlisi, Mâlik bin Dînâr’a; “Ey Mâlik, bize bu kadar ağır konuşabilmen için sana cesâret veren ve bizi karşı koymaktan âciz bırakan şey nedir biliyor musun? Çünkü sen, dünyâya hiç kıymet, değer vermiyor ve bizden bir şey beklemiyorsun.” demiştir.
Yanına bir köpek gelip oturduğu zaman ona bir şey yapmaz ve kovalamazdı. “Neden kovalamazsın?” denildikte, o; “Bu köpek, kötü arkadaştan daha iyidir; kişinin iyi insanları yanında bulup da doğru yola gitmemesi, kötülük olarak kendisine yetişir.” buyurdu.
İnsan, kendisi sâlih olmadığı halde sâlihlerin şeref ve haysiyetine dil uzatacak olursa, başka günahı olmasa bile bu ona yeter.
Her kim güzel bir ameli halk görmesin diye terk ederse riyadır; halk görsün diye işlerse şirktir; ikisini de terk eder ise ihlâstır.
Basra’nın kuru veya yaş hurmasından yemezdi. Hurma mevsimi geçince; “Ey Basralılar! Benim hâlimi görüyorsunuz. Hurma yememekle bir şeyim eksilmedi. Sizin de hurma yemekle bir şeyiniz artmış değil.” buyurarak nefsini, ibâdeti özler ve yapar hâle getirdi.
Bir gün kendisine; “Dünyâda en güzel kazanç nedir?” dediler. Cevap olarak; “Şu üç şey dünyâda en güzel kazançtır. 1) Allahü teâlânın sevgili kullarının sohbetinde bulunmak ve din kardeşleri ile sohbet etmek, 2) Geceleri teheccüd namazı kılmak ve doya doya Kur’ân-ı kerîm okumak, 3) Allahü teâlâyı hiç unutmayıp, O’nu zikretmek, anmak.” buyurdu.
Âlim, bildiği ile amel etmediği vakit, yağmur damlasının yalçın kayadan kayması gibi va’z u nasihat gönüllerden silinip gider.
“Bedbahtlığın alâmeti nedir?” dediklerinde, o; “Şu beş şey bedbahtlığın alâmetidir: 1) Gözün yaşarmaması, 2) Kalbin katı olması, 3) Hayâsızlık, 4) Dünyâya düşkün olmak, 5) Dünyâ için canından endişe etmek. Mümin kimse, Allahü teâlâdan korkar. Başka sözlerden dilini korur.” buyurdu.
Mâlik bin Dînâr hazretleri, Kur’ân-ı kerîmde meâlen; “Şehirde dokuz kişi vardı. İyilik etmez, durmadan fesat çıkarırlardı.” (Neml sûresi: 48) buyrulan Semûd kavmi ile ilgili âyet-i kerîmeyi okur, sonra da; “Şimdi her şehirde durmadan fesat çıkaran nice dokuzlar var ki, hiçbir iyi iş gördükleri de yoktur.” derdi.
Kimin gözü ve gönlü, şu fânî hayattan ebedî hayat için iyi bir ders almamış ise, onun kalbi perdeli ve ameli azdır.
Mâlik bin Dînâr hazretlerine; “Yağmur duâsına siz de bizimle çıksanız.” dediler. Bunun üzerine o; “Korkarım ki benim yüzümden başınıza taş yağar.” buyurdu.
Çok ibâdet eder ve ağlardı. Mugîre bin Habîb anlatır: “Bir gece Mâlik bin Dînâr hazretleri ile berâberdik. Hemen ibâdete başladı. Daha sonra eliyle sakalını tutup içli iniltilerle sabaha kadar ağladı ve; “Yâ Rabbî! Mâlik’in bu hâline acı.” diye yalvardı.”
Evinde hasır, Mushaf-ı şerîf ve ibrikten başka bir şey bulunmazdı. Bir gün bir tanıdığı ona yeni bir ibrik hediye etmişti. Sabah olunca Mâlik hazretleri ibriği arkadaşlarından birine vererek; “Kardeşim al şu ibriği. Çünkü o, akşamdan beri; “Acabâ birisi çalmasın.” diye kalbimi meşgûl etti.” buyurdu.
Mâlik bin Dînâr hazretleri evinin içinde bir kabir kazdırmıştı. Her gece kabre iner, sabaha kadar orada ibâdet eder ve; “Halîfelik görevi, müminlerin emîri hazret-i Ömer’e verildiğinde o, ne gece ne de gündüzleri uyurdu. Biraz uyuyup istirahat etseniz, denildikte o; “Eğer geceleri uyumuş olsam, kendimi kaybetmiş olurum. Gündüzleri uyusam mesul olduğum şu insanları kaybederim.” buyurmuştur.” dedi.
Bir gün Mâlik bin Dînâr hazretlerine; “Nasıl sabahladınız?” diye soruldu. O; “Âkıbetin Cennet’e mi, yoksa Cehennem’e mi olduğunu bilmediğim halde sabahladım.” diye cevap verdi.
Kulun lüzumsuz ve boş sözlerle vakit geçirmesi, kalbi karartır, bedeni zayıflatır, geçim sebeplerini de zorlaştırır.
Din bakımından faydalanmadığın kimse ile dostluğu terket. Amellerin en güzeli ihlâsla yapılan ameldir.
Âlim, bildiği ile amel etmediği zaman, yağmur damlasının yalçın kayadan kayması gibi, vâz ve nasîhatı gönüllerden silinir gider.
Bahar yağmurları yeryüzünü yeşillendirdiği gibi, Kur’ân-ı kerîm de kalbin yağmurudur ve onu canlandırır.
Üç şey gönlü öldürür: Çok yemek, çok uyumak, çok konuşmak.
Doğruluk ile yalancılık kalpte şiddetli bir kavgaya tutuşurlar. Birisi diğerini kalpten kovuncaya kadar kavgaları devam eder.
Beş şey bedbahtlık nişanıdır: Gönül katılığı; göz yaşarmazlığı; hayasızlık; dünya sevgisi; dünya için uzun endişe.
İki şey ahmaklığa dalâlet eder: Hiç bir sebep yokken gülmek; sormadan haber vermek.
Bedenin hastalığı iyice arttığı zaman yiyip içmenin bir faydası olmadığı gibi, dünya sevgisiyle dolu olan bir kalbe de vaaz ve nasihat fayda vermez.
Dünya sevgisi, insanın kalbinden imanın tadını çıkarır.
Şu zamanda insanların kardeşliği, aşçının çorbasına benzedi. Kokusu güzel, fakat tadı yok.
Malik bin dinar Sözleri konumuzdan sonra sitemizde bulunan diğer konularımıza aşağıdaki linklerden kolayca ulaşabilirsiniz… Dostkelimeler.com
Din bakımından faydalanmadığın kimse ile dostluğu terket. Amellerin en güzeli ihlâsla yapılan ameldir. ne güzel bir söz