1. Mustafa han hayatı
22.11.1590 – 23.12.1638
Saltanatı: 1617-1618 (1.defa), 1622-1623 (2. defa)
Babası: III. Mehmed Han – Annesi: Handan Sultan
Doğumu: 1591 Vefatı: 20 Ocak 1639
1591 senesinde Manisa’da doğdu. Her şehzade gibi iyi bir eğitim gördü. Ağabeyi I. Ahmet Han’ın vefatı üzerine 22 Kasım 1617’de ilk defa ekberiyet kaidesine göre yani hanedanın en yaşlı mensubu olarak tahta çıkarıldı.
Sultan Mustafa Han, devlet meseleleri ile ilgilenmediğini ifade ederek saltanatı kabul etmedi ise de bu hal devlet erkanınca göz önüne alınmadı. Ancak çok geçmeden devlet işlerinde Sultan’ın yabancı kalması ve işlerin karışması üzerine devlet adamları durumun böyle devam edemeyeceğini anlayıp hal’ine fetva aldılar. Nitekim tahta geçtikten doksan altı gün sonra 26 Şubat 1618 günü Sultan Mustafa’yı tahttan indirerek yerine Genç Osman’ı çıkardılar.
Ancak yenilik taraftarı olmayanların tahrikleri neticesinde isyan eden yeniçerilerin 19 Mayıs 1622’de Genç Osman’ı tahttan indirmeleri, Sultan Mustafa’nın ikinci defa tahta geçirilmesine yol açtı. Bu sırada Sultan Osman Han’ın vezir-i azam Kara Davut Paşa tarafından şehit ettirilmesi büyük karışıklıklara sebep oldu. Sultan Mustafa Han, Davut Paşa’yı azlederek yerine Mere Hüseyin Paşa’yı getirdi ise de, isyanlar son bulmadı. Erzurum beylerbeyi Abaza Mehmet Paşa başkaldırarak, bölgesindeki yeniçerilerin bir kısmını öldürttü. Genç Osman’ın intikamını alacağım diye and içen Abaza, İstanbul’a gelmek için yola çıktı. Bursa’yı muhasara etti ise de alamadı. Kış geldiği için Niğde’ye çekildi.
Anadolu’daki isyanlar ve Genç Osman’ın şehit edilmesi olayına adı karışan sipahiler, halk nezdinde kazandıkları nefreti silmek için bir divan toplandığı sırada ayaklanarak Sultan Osman Han’ın katillerinin bulunmasına istediler. Bunun üzerine Kara Davut Paşa ve Kalenderoğlu denilen kişiler yakalanarak idam edildiler.
Diğer taraftan Osmanlı Devleti’nin iç karışıklılarından istifade etmek isteyen Lehistan kazakları, daha önce imzalanan antlaşma şartlarına uymayarak şayka adı verilen yüz elli civarında küçük gemi ile Osmanlı kıyılarına saldırdılar. Kazakların üzerine gönderilen Karadeniz serdarı Damat Recep Paşa, kazakları takip ederek Rilgra önünde bir çok gemilerini batırdı ve 21 gemiyi zapt ederek, beş bin esir ile İstanbul’a döndü.
İstanbul’daki karışıklıklar ve Anadolu’da meydana gelen isyanlar Osmanlı Devleti’nin başında daha kudretli, azimkar ve zeki bir padişahın bulunmasını gerekli kılıyordu. Bu sebeple 1623’te sadarete getirilen sadrazam Kemankeş Ali Paşa, şeyhülislam Yahya Efendi ve diğer devlet erkanı toplanarak Sultan Mustafa’nın artık Makam-ı saltanatta kalmaması gerektiği hususunda karara vardılar. Nitekim verilen fetva ile 10 Eylül 1623 günü Sultan Mustafa ikinci defa tahttan indirildi ve yerine IV. Murat geçti.
Sultan Mustafa Han, zayıf ve narin vücutlu olup, yüzü her zaman songun ve üzüntülü bir görünüşü vardı. Son derece dindardı. Sık sık türbeleri ziyaret eder ve çokça sadaka dağıtırdı. Saraydaki hayatını ibadet içinde, dini eserler ve Kur’an-ı Kerim okuyarak geçirmiştir. Sultan Mustafa Han, saltanatta gözü olmadığı için her iki defa hal’inde de en küçük bir memnuniyetsizlik göstermemiş ve tahttan sevinçle inmiş ve devlet işlerini ehline teslim etmekten geri kalmamıştır.
20 Ocak 1639 günü Topkapı Sarayı’nda vefat eden Sultan Mustafa Han, Ayasofya Camii karşısındaki türbesine defnedildi.