İbretlik bir Hikaye ve hadisler
İmam-ı Gazâli (rahmetullahi aleyh) Anlatıyor;
Bir gün,buğday tarlalarından geçerken; aklıma takıldı.
Ey Rabbim(c.c) Bu buğdayları; yiyelim diye yarattın da,acaba; üstlerindeki kılçıklarını neden yarattın ?
Sonra bir anda,sürülerce kuşlar;yeşil olgun buğdayları yemeye geldiler. Fakat, buğdayların üzerindeki kılçıklar; jandarma,asker ve polis gibi buğdayları bekliyor. Kuşların, almasına da; izin vermiyorlardı.
Ne zaman,buğday almak isteseler;kuşların yüzlerine batıyor. Kuşlar,buğday; alamıyorlardı.
Subhanallah!…
Demek ki, bu kılçıklar; buğdayı beklemek için yaratılmış,boşuna; yaratılmamış.” dedim.
Sonra da
” Ey insan! Buğday üzerindeki, bir kılçık bile; boşuna yaratılmayıp, tüm nimetler; senin için yaratılmışken,
Sen,nasıl; başıboş ve boşuna yaratılmış olabilirsin dedim. ” diyor.
Ey kardeşlerim!
Hayvanlar, bitkiler, yeryüzü, gökyüzü her şey bize hizmet ediyor.
Basit ve değersiz olsak, bunca nimet; bize verilir mi !…
Hayvanlar, bizim için; can veriyor,
( Balık,tavuk,Koç,deve, v.b …gıda için; kesiliyor) bitkiler; bizim için sararıyor ve kuruyor.
Canlı- cansız, her şey; bizler için çalışıyor ve hizmet ediyor…
Bu kadar,nimet ayağına serilmiş insan;boşuna yaratılmış olabilir mi ?
Her şey, bizim;için!
Hadîs-i Şerifte
“ Îman; iki kısımdır. Yarısı; sabırda, yarısı; şükürdedir.” buyrulmuştur. ( Beyhakî, Şuab, VII, s. 127 )
Gerçek Hamd ve Şükür, birbirine bağlı;üç (3) unsurdan oluşur.
Bunlar; İlim, Hâl ve Amel’dir.
1- İlim; bütün nîmetlerin Cenab-ı Hak’tan(c.c) geldiğini bilmektir.
2- Hâl; nîmetlerin gerçek sahibine karşı tâzim, hürmet ve muhabbet duymaktır.
3- Amel ise, bu duyguların gerektirdiği; minvâl üzere yaşayıp, şükrü;kavlen ve fiilen ifâde etmek,nîmetleri; Cenab-ı Hakk(c.c)’ın rızâsına, uygun olarak; kullanmaktır.
Peygamber Efendimiz (sav): “Kim,Dîni hususunda; kendisinden üstün olana bakıp,O’na; tâbî olur, Dünyası hususunda da,kendisinden aşağı da bulunana bakıp; Cenab-ı Allâh(c.c)’ın kendisine vermiş olduğu üstünlüğe, hamd ederse; Cenab-ı Allah(c.c),O Kişi’yi;şükredici ve sabredici olarak yazar…” buyurmuştur. ( Tirmizî, Kıyâmet, 58/2512)
Yüce Rabbimizʼe(c.c), sayamayacağımız kadar; vermiş olduğu nîmetleri için,çok;şükretmeliyiz.
Muaz b.Cebel(r.a), Efendimiz(sav)’e
” En faziletli amel; hangisidir ? ” demiş.
Efendimiz(sav):
” Dilin,zikri ilahî ile; ıslak olduğu halde, Allah’a(c.c); kavuşmandır. ” buyurmuştur.
(Tirmizi,Deavat,4)
Cenâb-ı Allah’ı(c.c),her dâim;hamd ile tesbîh etmeliyiz.
Gerçek manada şükretmekten;âciz olduğumuz için,her halukârda; affımızı dileyip, bol bol tevbe-istiğfâra;devam etmeliyiz.
Her dâim; rızâ ve şükür hâlinde yaşayarak, zamanı; en kıymetli olan hususlara sarf edip, son nefesimizi de,Yüce Rabbimiz(c.c)’ in yardımı ile; imanlı ve yüz akı ile verebilmemizi nasip ve müyesser eylesin.
Yüce Rabbimiz(c.c)! Cümlemizi ve nesilleri, nimetlerin;şükrünü îfâya, gayretli; olanlardan kıl.
Sunulan nimetlerin; âhirette de hesabını kolayca verebilen, bahtiyar kulları arasına; bizleri de dahil olanlardan eyle!..
Hamd,şükür,zikir,rızâ ve duâ hâllerini,hayatımızın; şartları değişse de, gönlümüzün;değişmez vasfı eyle.
Rıza içinde,daima; razı olma hasletini, ayrıca da;sabrı üzerimize bolca yağdır…..
Cumanın;bereketi, mağfireti,feyzi,güzellikleri ve nurları üzerinize olsun.
Âmin!..