Hızır as.´dan ders alan veli

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Hızır as.´dan ders alan veli

Miladi on ikinci yüzyılın ortalarında Buhara’da Şeyh Allâme Sadreddin Hazretleri bir talebesiyle tefsir dersi yapmaktadır. O günkü derste Araf suresinin “Rabbinize yalvara yakara ve gizlice dua edin. Çünkü O haddi aşanları sevmez.” mealindeki 55. ayeti de konu edilmiştir. Hoca, dua etmenin edeplerini, ayetteki duanın ibadet veya zikir anlamlarına da geldiğini anlatır uzun uzun. Fakat bir talebenin yüzündeki mütereddit ifade gözünden kaçmaz. Hep yapageldiği gibi bu ayetle ilgili mütalaasını ister ondan. Çocukluktan gençliğe henüz adım atmış olan talebesi,
– Efendim, der, gizlilikten murat, yapılan dua veya zikri Allah Tealâ’dan başkasının bilmemesidir. Yüksek sesle yahut dili, başı, vücudu oynatarak yapılırsa, bu halin dışarıdan fark edilmesi tabiidir. Başkalarının haberdar olmaması için sırf kalple zikredilmeli, ne istenecekse kalpten istenmelidir. Fakat malumunuzdur ki Rasulullah s.a.v. ‘Şeytan, damarlardaki kan gibi, insanoğlunun içinde deveran eder.’ buyurmuştur. Hadis-i şeriften, sadece kalp ile yapılan zikir ve duaya bu defa şeytanın vâkıf olabileceği neticesi çıkıyor. O halde nasıl yapılmalıdır ki dua veya zikirde gizlilik tahakkuk etsin?
Şeyh Sadreddin hiç müdahale etmeden, müşfik bir eda ile sonuna kadar dinler talebesini. Yüzüne mutluluk ifadesi bir tebessüm yayılmıştır. Belli ki beklediği bir sorudur bu.
– Evladım, zikr-i hafînin (gizli zikrin) nasıl yapılacağı ledün ilminin meselesidir, der usulca ve bir müjde verir gibi ilave eder:
– Allah Tealâ dilerse dostlarından biri vasıtasıyla vakti geldiğinde bunu sana öğretecektir.
Nitekim çok geçmez, Hızır a.s. gelir, manevi evlat edindiği bu gence yirmi iki yaşına kadar zikr-i hafî de dahil birçok bilgi ve usul öğretir. Sonra Yusuf Hemadânî k.s. hazretlerine ısmarlar onu ve sırra kadem basar. Aslında daha ana rahmine düşmeden onun doğacağını babasına haber veren de adını koyan da Hızır a.s.’dır.
Baştan itibaren böylesine rabbanî bir himaye ile yetiştirilen bu genç, Hacegân silsilesinin kendisiyle başladığı büyük veli Abdülhâlik-ı Gücdüvânî k.s.’dan başkası değildir.

0
_ok_be_endim
Çok Beğendim
0
be_endim
Beğendim
0
_a_rd_m
Şaşırdım
0
d_nd_r_c_
Düşündürücü
0
be_enmedim
Beğenmedim
0
hi_be_enmedim
Hiç Beğenmedim
Hızır as.´dan ders alan veli

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Giriş Yap

Dostkelimeler Hikayeler ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!