Böyle yemek pişirirler – keramet kıssası
Râbia-tül Adeviyye, tabiin devrinde yetişmiş ilk büyük hanım evliyalardandır. Dünyaya düşkün olmaması ve ibadetleriyle meşhur bir hanım evliyadır. Basra’da doğmuştur. Ailensinin dördüncü çocuğu olduğundan dolayı ismini 4 manasına gelen RABİA koymuşlardır.
Râbia-tül Adeviyye’ ye bir gün ikindi vakti bir misâfir geldişti. Evde tencereye konulmuş bir parça et vardı. Râbia-tül Adeviyye oruçlu olduklarından eti pişirip misâfire ikrâm edeyim diye düşündü. Fakat, yemeği hazırlamak için de misâfirin yanından hiç ayrılamadı.
Nihayet akşam ezanı okundu ve namazlarını kıldılar. Kendisi de, misâfiri de oruçlu olduklarından evde bulunan bir kuru ekmek ve bir miktar suyu misâfire ikrâm için hazırlamaya koyuldu. Bu sırada etin bulunduğu tencerenin Allahü teâlânın izni ile kaynadığını ve yemeğin çok güzel piştiğini gördü. Misâfire bu eti ikrâm ederek iftarı birlikte yaptılar.
Bu sırada misâfir şöyle dedi;
– Hayâtımda bu kadar lezzetli hiç bir yemek yemedim,
Râbia-tül Adeviyye şöyle cevap verdi;
– Her hâlinde Allahü teâlâyı cc. hazretlerini hatırlıyan ve sâdece O’nun rızâsını istiyenlere işte böyle yemek pişirirler.