Hermann Hesse Sözleri

featured

Hermann Hesse Sözleri


Bazen olmak istediğimiz yer ile olduğumuz yer arasındaki fark gözlerimizin içine baka baka sıkar boğazımızı.

Bir kez kaçar uçurtması, sonra gökyüzüne küser insan.

Nasıl ki delilik yüksek bir anlamda tüm bilgeliğin başlangıcıysa, şizofreni de tüm sanatın, tüm düşlerin başlangıcıdır.

Sevilmek mutluluk değildir. Her insan kendi kendini sever; ama mutluluk bir başkasını sevmektir.

Biz çocuksu düşüncelerimizden korktuğumuzda, hışırdar ağaç orada akşamları. Nasıl bizden uzun yaşıyorlarsa, öylesine uzun düşünceleri vardır ağaçların; uzun soluklu ve sakin. Onların dediğini gerçekten anlamadığımız sürece, bizden daha akıllı görünürler. Fakat eğer ağaçları duymayı öğrenirsek, işte o zaman özellikle düşüncelerimizin kısırlığı, aceleciliği ve çocukça telaşının, eşsiz bir neşe kaynağı olduğunu görürüz. Ağaçların dediğini gerçekten duyabilen kişi, artık ağaç gibi olmak istemez. O kişi artık olduğundan başka bir şey olmayı da istemez. İşte bu özüne, vatanına dönüştür. İşte bu mutluluktur.

Kuş, doğmak için, dünyası olan kendi yumurtasını kırmak zorundadır.

Eğer bir insandan nefret ediyorsan, Onun içinde sana ait olan bir parçadan nefret ediyorsun demektir.

Henüz insan aşamasına ulaşmış değiliz, yalnızca insanlığa giden yolun üzerindeyiz.

Hayatta önümüze iyi veya kötü neler çıkarsa çıksın bunlara anlam verebileceğimize ve bunları değerli bir şeye dönüştürebileceğimize her zaman inandım ve hala inanıyorum.

İnsanların büyük çoğunluğu, düşen bir yaprak gibidir, kapılıp gider rüzgarın önüne, havada süzülür, dönüp durur, sağa sola yalpalar vurarak iner yere. Pek az kişi de vardır, yıldızlara benzer, belli bir yörüngede ilerler durur, hiçbir rüzgar varamaz yanlarına, kendi yasalarını ve izleyecekleri yolu kendi içlerinde taşırlar.

İnsan düşüncelerinde ve yaptıklarında ciddiyse, o gerçek bir azizdir.

Gerçekten arayan biri, gerçekten bulmak isteyen biri, hiçbir öğretiyi benimseyemez.

Herkesin ruhu kendinindir. Kimse ruhunu bir başka ruhla karıştıramaz. İki kişi buluşabilir, birlikte olabilir; ama ruhları çiçekler gibidir; her biri kendi bulunduğu yere kök salmıştır ve hiçbiri ötekine varamaz. Varmak isterse kökünden kopması gerekir, bunu da yapamaz. Çiçekler, kokularını ve tohumlarını çevreye saçarlar; çünkü birbirlerine ulaşmak isterler; ama bir tohumun konması gereken yere varmak için çiçek bir şey yapamaz. Bu, rüzgarın işidir; o nasıl isterse, nereden isterse öylece gelir; eser, gider.

İnancın yolu akıldan geçmez, aşk gibidir o da. Günün birinde aklın her şeye yetmediğini göreceksin; o raddeye geldin de darda kaldın mı, bir destek, bir teselli gibi görünen her ne varsa ona uzanacaksın.

Rahatlığın sona erip sıkıntının başladığı yerde, yaşamın bize vermeyi amaçladığı eğitim başlar.

İçinde kitaplar bulunmayan bir ev ; yerleri ne kadar değerli halılarla kaplı, duvarları ise ne kadar pahalı resim ve pahalı duvar kağıtlarıyla kaplanmış olursa olsun , yoksul bir evdir.

Çocuksu mutluluğumun bulanıp duruluğunu yitirdiği bütün saatlerde içimde uyanan duygu korkuydu yalnız, korku ve güvensizlik.

Yatmadan yıldızlı gökyüzüne bir bakmak ve kulağını müzikle doldurmak, bütün uyku ilaçlarından daha etkilidir.

Sınıfında bir dahi görmektense birkaç eşek görmek daha çok memnun eder bir öğretmeni.

Günümüzde yaşamak, yaşamaktan zevk almak isteyen birinin senin gibi, benim gibi bir insan olmaması gerekiyor. Zırıltı yerine gerçek müzik, eğlence yerine kıvanç, para yerine ruh, gelişigüzel etkinlikler yerine gerçek iş, oyun yerine gerçek tutku arayan birine bu sevimli dünya yurt olamaz.

Kuş, yumurtadan çıkmaya savaşıyor. Yumurta dünyadır. Doğmak isteyen, bir dünyayı yok etmek zorundadır. Kuş Tanrı’ya doğru uçuyor, Tanrı’nın adı Abraxas’tır.

Çok konuşuyoruz. Bu zekice konuşmaların hiçbir değeri yok, hiç yok. İnsanı kendi kendisinden uzaklaştırır, o kadar. Kendi kendinden uzaklaşmak da günahtır. Yapılması gereken, insanın tıpkı bir kaplumbağa gibi, kendi içine girip yerleşebilmesidir.

Uçmak korkutur insanı. Bu yüzden insanların çoğunluğu uçmaktan seve seve el çeker, yasal düzenlemelerin yol göstericiliğinde kaldırımlarda yürümeyi yeğ tutarlar.

Her sevişmeden sonra sevgililer birbirlerinden, biri ötekine hayranlıkla bakmadan ayrılmamalıydılar; hem yenmiş hem yenilmiş olmalı, herhangi birinde aşırı doymuşluk ya da bıkkınlık duygusu uyanmamalı, sömürdükleri ya da sömürüldükleri duygusuna kapılma.

0
mutluyum
Mutluyum
0
d_n_yorum
Düşünüyorum
0
sinir_oldum
Sinir oldum
0
_a_rd_m
Şaşırdım
0
be_endim
Beğendim
Hermann Hesse Sözleri

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Dostkelimeler ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Sosyal Medyada Takip Edebilirsiniz...