Büyük İdealleri Olan Şair Mehmet AKİF
“Girmenden tefrika, bir millete düşman giremez;
Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.”
Mehmet Akif’ten bugüne not düşülecekse ilk cümle bu olmalı.
Türkiye 1983’ten beri bölücü terör belâsıyla uğraşıyor. Türkiye’yi yönetenler, bir türlü; Müslümanız ve bütün Müslümanlar kardeştir, diyemedikleri için terörü belası bitmedi, teröre ödenen fatura kabardıkça kabarıyor.
Akif, ırkçılığı dinsizlik sayar:
“Arnavutluk ne demek? Var mı şeriatta yeri?
Küfrolur, başka değil, kavmini sürmek ileri!
Osmanlı Devleti, 618 sene Türk, Kürt, Arap, Ermeni, Rum, Bulgar, Sırp bir dizi milleti barış içinde birlikte yaşattı. Birbirine düşman ırkları, İslâm’ın hoşgörü potasında eritti. Cumhuriyet Türkiye’sinde Türkler ve Kürtler barış içinde birlikte yaşama formülünü bir türlü bulamadılar. Yöneticiler, atalarımız Osmanlıların farklı ırkları barış içinde birlikte yaşatma sırrını öğrenemediler.
Amerika’da bir sürü ırk var. Amerika, Osmanlı’dan farklı ırkları birlikte yaşatma sanatı öğrendi ve uyguluyor.
Avrupalılar, 30 Yıl Savaşlarından sonra birbirleriyle 1. Dünya ve 2. Dünya Savaşlarını yaptılar. Sonunda, savaşın galibi yok, bir daha savaşmayalım, diyen Fransız ve Alman aydınlara kulak verip Avrupa Birliğini kurdular.
Avrupa Birliği kurulmuşken Türkiyeli bir kısım Kürtlerin PKK’nın peşine takılması anlaşılır şey değil. Dindar Kürtler, PKK’yı ve bölünmeyi reddediyor.
Annesi Buharalı bir Türk, babası Arnavut olan Mehmet Akif, 72 sene önce vefat etmesine rağmen, bugün de birlikte yaşama formülü sunuyor. Akif’i büyük ve unutulmaz yapan neydi?
1. İyi bir eğitim almıştı. Babasından ve medresedeki hocalarından Arapça ve Farsça öğrenmişti. Kendi kendine Fransızca öğrendi. 2. Halkalı Baytar Mektebini bitirdi, veteriner oldu. Mesleğini iyi yaptı.
3. Bilgi ve görgüsünü artırdı. Ömür boyu okudu. 1908’den sonra şiirlerini yayınlamaya başladı. Üniversitede edebiyat dersleri okutacak kadar kendini yetiştirdi. Ömrünün son yıllarında da Kahire Üniversitesinde Türk dili ve edebiyatı okuttu.
4. Büyük bir ideali vardı. Gözünün önünde parçalanıp gitmekte olan vatanı tehlikelerden kurtarmak için çırpındı:
“Sahipsiz olan bir memleketin batması haktır;
Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır.”
Bunun için bedel ödemeye hazırdı. İstiklâl Marşı’nda şöyle der:
“Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda!
Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda!..
Canı, cananı, bütün varımı alsın da Huda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.”
Vatanı için canı dahil her şeyini vereye hazırdır. Nitekim her şeyini feda etmiştir. Yurdumuz işgal edilip de Anadolu’da bir kurtuluş hareketi başlatmak söz konusu olunca eşine ve çocuklarına Allah’a ısmarladık bile diyemeden Anadolu’ya geçmiş, Kastamonu Nasrullah Camiinde verdiği muhteşem bir vaaz ile kurtuluş hareketine katılmıştır. Savaş boyunca Anadolu’yu ve cepheleri karış karış gezmiş, halkımıza ve ordumuza moral verici konuşmalar yapmıştır.
Söz konusu vatan, millet ve dinimiz olunca Akif, kişisel menfaatlerini unutur.
Milletimize ve ordumuzu moral vermek için İstiklâl Marşı yarışması açıldığı zaman, kazanana 500 lira ödül verileceği için yarışmaya katılmamıştır. Yarışmaya 724 şair, şiir gönderir. Meclis başkanı Hamdullah Suphi Tanrıöver ve jüri, gelen şiirler arasında İstiklâl Marşı olacak nitelikte şiir bulamayınca arkadaşı Balıkesir milletvekili Hasan Basri Çanta’ya marş yazması için Akif’i ikna etmesini ister.
Hasan Basri, Hamdullah Suphi Beye söz verdim, deyince Akif şiiri yazmaya başlar. Onun için ha kendi söz vermiştir, ha arkadaşı, fark etmez. Akif, mutlaka sözünde durur.
Ödül, Akif’in isteği üzerine kimsesiz kadın ve çocukların kaldığı barınma evine bağışlanacaktır.
5. Akif, yaptığı işi en iyi yapmaya çalışır.
“Bu işi, en bizi yapmalıyız.”der ve kolları sıvar. 21 Şubat tarihinde başladığı marşı kısa sürede bitirir. 12 Mart 1921’de marş Türkiye Büyük Millet Meclisinde dört defa alkışlanarak kabul edilir.
Milletler; fedakâr, inançlı ve büyük evlâtlarının omuzları üzerinde yükselir.
Akif, ülkesini ve milletini yükselten değerli bir düşünür ve şairdi.
Asım’ın nesli de onun gibi inanmalı, düşünmeli ve çalışmalıdır.
Not 1: Cumartesi saat 17’de Bayrampaşa Belediyesi konferans salonunda Bayrampaşa Gençlik Merkezi’nin düzenleyeceği “Çanakkale Türk İstiklâlinin Önsözüdür” isimli Çanakkale Zaferini ve şehitlerini anma gecesinde “Çanakkale’de Zafer Kazandıran Manevî Güç” konulu bir konuşma yapacağım. Okuyucularımız davetlidir.
2. Türkiye Yazarlar Birliği Mehmet Akif Ersoy Araştırma Vakfı, değerli dost Mehmet Doğan’ın hazırladığı Genç Safahat isimli oldukça güzel bir eser neşretti. Safahat seçkisi niteliğindeki eser resimlenmiş ve bazı kelimelerin sayfa kenarına anlamları verilmiş. Okuyucularıma tavsiye ederim. İsteme adresi: Müdafaa Cad. Müdafaa Apt. Kat 7 No:10/ 13 Kızılay / Ankara. Tel: 0312/ 417 34 72
