Yasemin çiçeği
Kuvvetli kokulu çiçekleri olan tırmanıcı bir bitki.
Yasemin çiçeği Familyası Zeytingillerdir (Oleaceae). Türkiye’de yetiştiği yerler: Güney Anadolu bölgesinde.
Beyaz renkli ve kuvvetli kokulu çiçekleri olan tırmanıcı bir bitki. Vatanı Himalayalar’dır. Akdeniz bölgesi ikliminde kolayca yetiştiğinden süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Bitkinin yaprakları karşılıklı ve 5-9 yaprakçıklıdır.
Kullanıldığı yerler: Çiçekleri uçucu yağ taşır. Uçucu yağ parfümeri sanayiinde kullanılır. Çiçeklerinden hazırlanan çay (% 5’lik) göğüs yumuşatıcı ve sinirleri yatıştırıcı olarak kullanılır. Yaseminin dallarından ağızlıklar yapılır. İtalyan yasemini, sarı yasemin veya yaban yasemini (Anadolu’da kurt düşürücü olarak kullanılan sarı çiçekli çalı tipindeki bitkiler), Arap yasemini, Hind yasemini gibi çeşitleri vardır.
Latince adı Jasminum nudiflorum olan yaseminin beyaz, mavi ve sarı renkte türleri vardır. Bahçe bitkisi olarak yetiştirilenlerden başka, ticari amaçla yetiştirilen beyaz yasemin türleri vardır. Özellikle Italya’da yasemin tarlalarından pekçok insan geçimini sağlamaktadır. Toplanıp işlenen yaseminlerden dünya parfüm piyasasında faydalanılır. Çiçekleri uçucu yağ taşımaktadır. Uçucu yağ, organik çözücü ve tüketme yolu ile elde edilmektedir. Uçucu yağın en önemli maddeleri ise benzil asetat, jasmon, linalol ve geraniol’dur. Yasemin, özünde “metil yasmonat” adlı bir bileşiği içermektedir. Karmaşık bir kimyasal yapısı olan bu bileşik, günümüzde üretilen parfümlerin çoğunda kullanılır. Yine güzel kokusu nedeni ile tütsü yapımında kullanılır. Bundan başka bitkisel tedavide kullanılır. Ülkemizde de tüm baharatçılarda bulabileceğimiz, saflığın belirtisi bitkinin beyaz çiçeklerinden hazırlanan çay, gögüs ferahlatıcı ve sinirleri yatıştırıcı olarak kullanılmaktadır. Çiçek ayrıca romatizma, nikris ve mafsal ağrılarına iyi gelir. Ateş düşürücü olarak da kullanılabilir. Kabızlığı giderdiği bilinen faydalarındandır.
Bu güzel kokuyu sürekli duymak için yasemin yetiştirmek isteyenler mevcut iki yöntemden birini kullanabilirler:
1. Çelikle Üretim : Çelikle üretim Ekim ortasına kadar yapılabilmektedir. Bunun için yaklaşık 20 cm uzunlukta ve 0.5 cm kalınlıkta iyi olgunlaşmış, tek yıllık odunlaşmış çubuklar kullanılır. Ilkbaharda üretim Mart ortasına kadar yapılır ise de mümkünse daha öne almak iyidir. Ayrıca ilkbahar üretiminde daha ince çelik kullanmak mümkündür. Bu da köklenmenin daha çabuk olmasını sağlar. Çeliklerde iyi bir köklenmenin olması için aşağıdaki hususlara dikkat edilmesi gerekir.
– Üretim ortamı (kumlu-tınlı toprak karışımı) dezenfekte edilmeli, böylece sağlıklı çelikler elde edilebilir.
– Üretim ortamında sıcaklık mümkün olduğu kadar stabil olmalı ve 18oC’nin altına düşmemeli,
– Üretim ortamında rutubet oranı sabit tutulmalı, toprak kaymak tabakası bağlamamalı;
– Sulamaya özen gösterilmeli, şayet mümkün ise oransal nemi çok yükseltecek bir düzen kurulmalıdır (sisleme).
– Üretim ortamı iyi gölgelendirilmeli (% 50) ve rüzgardan korunmalıdır.
– Üretim ortamı kışın bir plastik örtü ile örtülerek hafif ısıtılmalıdır.
2. Daldırma ile Üretim : Olumsuz yönü; uygulanabilmesi için kuvvetli bir ana bitkinin bulunması ve büyük bir parçasının toprağa gömülmesinin zorunlu olmasıdır. Ancak bu yöntemde köklenme daha hızlı ve garantili olmaktadır.
Daldırma Ocak ayından Mayıs ayına kadar yapılabilmektedir. Ayrıca Ağustos-Eylül aylarında yapılabilir. Daldırmada ana bitkinin bulunduğu toprağın rutubetli tutulması gerekmektedir. Daldırmada henüz odunlaşmamış, uzun sürgünler kullanılır ve bunlar en az 5 cm derinliğe toprağa gömülür. Boğum yerlerindeki yaprakları kesmek gereklidir. Böylece köklenme hızlandırılmış olmaktadır. Iyi bir ana bitkiden 8-15 kadar daldırma çubuk elde edilebilir ve bunlar ortalama 2 ay içinde köklenirler.
Eski sitemizdeki yorumlar…
eren – 07.06.2011 02:39:48 | |||
| |||
AHMET – 03.06.2011 | |||
| |||